Sinüzit Tedavisi

Sinüsler

Sinüzit, günümüzde sıklıkla tedavi edebildiğimiz bir hastalıktır. Sinüzit tedavisi çeşitli ilaçlar, sprey ve yıkama kürleri ile veya bazen ameliyatla yapılabilir. Vereceğimiz tedaviyi, sinüzit hastalığının dönemi, tipi ve yaygınlığına göre belirleriz. Ayrıca sinüzite yol açan hastalık da önemlidir. Zeminde bir enfeksiyon, alerji, anatomik bozukluklar ve başka koşullar olabilir. Bu yüzden, kullanılacak ilaçlar da yapılacak ameliyatlar da farklı farklıdır. Diğer bir deyişle, sinüzit tek bir hastalık değildir ve tedavisi kişiden kişiye değişir. Nedene ve hastaya göre sinüzit tedavisi yapılır.

Sinüzit nedir?

Yüzümüzde, burun çevresinde bulunan boşlukların iltihaplanması veya hastalanmasına “sinüzit” diyoruz. Halk arasında genellikle müzmin yani kronik ve tedavisi güç olan bir hastalık olarak bilinir. Oysa sinüzit tek bir hastalık değildir; pek çok farklı tipi vardır. Akut yani yeni başlangıçlı sinüzitlerden kronik sinüzit çeşitlerine doğru değişir. Bunların hepsinin koşulları ve tedavileri değişir. Aslında sinüzit, günümüzde sıklıkla tedavi edebildiğimiz bir hastalıktır.
Sinüzit tedavisi çeşitli ilaçlar, sprey ve yıkama kürleri ile veya bazen ameliyatla yapılabilir. Vereceğimiz tedaviyi, sinüzit hastalığının dönemi, tipi ve yaygınlığına göre belirleriz. Ayrıca sinüzite yol açan hastalık da önemlidir. Zeminde bir enfeksiyon, alerji, anatomik bozukluklar ve başka koşullar olabilir. Bu yüzden, kullanılacak ilaçlar da yapılacak ameliyatlar da farklı farklıdır. Diğer bir deyişle, sinüzit tek bir hastalık değildir ve tedavisi kişiden kişiye değişir. Nedene ve hastaya göre sinüzit tedavisi yapılır.

Sinüzit neden olur?

Yapacağımız sinüzit tedavisini belirlemede sinüzit nedenlerinin bilinmesi bize yol gösterir. Virüsler, bakteriler veya mantarlar iltihaplı sinüzite neden olur. Ancak çeşitli durumlar da kişinin sinüzit hastalığına yakalanmasını kolaylaştırır. Basit bir soğuk algınlığı, ani ısı veya nem değişimleri ve mevsim geçişleri de sinüzite yol açan nedenler arasındadır. Ayrıca burundaki anatomik bozukluklar da bazen sinüs kanallarını daraltabilir. Bunlara örnek olarak burun eğrilikleri (deviasyon), burun eti büyümesi ve konka büllozayı verebilirim.

Burun ve sinüs mukozasının bozulduğu durumlar da sinüzite eğilim yaratır. En çok bilineni, mukoza örtüsünü hassaslaştıran ve şişiren alerjik nezledir. Burun spreyi bağımlılığı, sigara kullanımı ve çeşitli genetik yatkınlıklar da mukozayı hasta edebilir. Sinüslerin aksesuar delikleri ise pek bilinmez. Fakat geniz akıntısı ile salgı kısırdöngüsüne yol açan bu durumla endoskopik muayenede sıkça karşılaşırız. Ayrıca “burun polibi” adı verilen üzüm salkımı benzeri dokular da sinüs kanallarını kapatabilir. Bunlar genellikle enflamasyon sonucunda meydana geldikleri için, sinüzit hastalığının seyrinde de oluşabilirler. Bunun dışında, dişlerden komşuluk yoluyla gelişebilen özel sinüzitler vardır. Sinüzit tedavisinin doğru yapılabilmesi için, önce tüm olası nedenler değerlendirilir ve ortaya konur.
Özetlemek gerekirse, sinüsler hassas bir anatomiye sahiptir ve sinüslerin işlerliğinde mukoza sağlığı önemlidir. Sinüs kanallarını ve mukozayı etkileyen her koşul sinüzite neden olabilir. Bu koşullar sinüslerde kısa veya uzun süreli etkilere yol açabilir.

Sinüzit tedavisi

Sinüzit belirtileri nelerdir?

“Sinüzit belirtisi” denildiğinde ilk akla gelen baş ağrısıdır. Bu, özellikle alın ve yüz bölgesinde öne eğilince artan bir ağrıdır. Ancak ağrı genellikle iltihaplı sinüzitlerde olur; kronik sinüzitlerin çoğunda ağrı olmaz. Sinüzitlerde sıklıkla burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve geniz akıntısı görürüz. Geniz akıntılarının boğaza inmesiyle balgam ve öksürük de olabilir. Bu belirtiler nezle ve grip gibi diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarındakilerle karışabilir. Boğaza inen akıntılar ayrıca boğaz yanması, boğaz kuruluğu ve boğaz ağrısı gibi belirtilere yol açar. Bunlar kronik farenjit belirtileri olduğu gibi sebebi de olabilir. Burun tıkanıklığı ve sinüslerdeki doluluk, sesin titreşimini (rezonansını) bozar. Bu hastalarda burundan konuşma (nazone) dediğimiz durum meydana gelir.

Sinüslerdeki hastalıklar dolaylı belirtiler de verebilir. Östaki kanalının işleyişi bozulabilir. Bu, orta kulak sorunlarına yol açabilir. Bunlar kulak tıkanıklığı, duyma azlığı, kulak uğultusu veya bazen baş dönmesi de olabilir. Sinüzit hastalığı alerjiyi şiddetlendirebilir ve sinüzit tedavisini zorlaştırabilir. Dolayısıyla mevcut hapşırma, geniz kaşıntısı ve burun akıntısı gibi belirtiler şiddetlenebilir. Aynı şekilde alt solunum yollarını da etkiler. Kronik bronşit veya Astıma zemin hazırladığı gibi, bu hastalıkların tedavisini de zorlaştırabilir. Göze, yanağa veya başa vuran ağrılar hastayı önce diğer branşlara gitmeye zorlar. Göz Doktorları, Diş Hekimleri ve Nörolojiden yönlendirilen hastaların bazılarında sinüzit saptarız. Sinüzit hastalığı ayrıca migreni de tetikleyebilir.

Sinüzit çeşitleri nelerdir?

  1. Süresine göre: Akut sinüzit, subakut sinüzit, tekrarlayan ve kronik sinüzitler. Hepimizin bir nezle veya grip sonrası senede 1-2 defa yaşadığı geçici iltihaplanmalara Akut sinüzit denir. Temel sinüzit belirtileri; burun tıkanıklığı, sarı-yeşil burun ve geniz akıntısıdır. Yüzde dolgunluk, ağrı, baş ağrısı ve koku kaybı olabilir. Akut sinüzit çoğu kez antibiyotik tedavisiyle kısa sürede, en fazla 1 ay içinde düzelir. 1-3 ay arası süren sinüzitlere Subakut sinüzit denir.
    Tekrarlayan akut sinüzit, bir kişinin senede dört veya daha fazla atak geçirmesi anlamına gelir. Bu durum kronik sinüzitle ilişkili de olabilir. Belirtiler 3 ay veya daha uzun sürdüğünde, buna Kronik sinüzit diyoruz. Kronik sinüzit genellikle ağrısız ve iltihapsız, müzmin bir durumdur. Bu nedenle akut iltihaplı dönemleri dışında sıklıkla antibiyotikler etkili olmaz. Kronik sinüzit belirtilerinin başında geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı gelir. Uzun süreli takip ve vakaya göre tedavi gerektirir.
  2. İltihaplanan sinüs çeşidine göre: Paranazal sinüsler, sinüs boşluklarının tümünü kapsayan tıbbi bir tanımlamadır. Tümünün iltihaplanmasına pansinüzit Sinüzit hastalığı hangi sinüsü tutmuşsa ona göre de isimlendiririz. Bunlardan maksiller sinüzit yanaktaki sinüslerin ve frontal sinüzit alındaki sinüslerinin iltihaplanmasıdır. Etmoid sinüzit gözler arasında bulunan sinüslerin ve sfenoid sinüzit ise kafamızın orta bölümündeki sinüslerin iltihaplanmasıdır.
  3. Yaşa göre: Çocuk sinüzitleri ve erişkin sinüzitleri. Sinüzit hastalığı sadece erişkinlerde olmaz; çocuklarda da sinüzit atakları görülür. Erişkinlerdeki sinüzitler sıklıkla infeksiyonlar, alerji ve anatomik sorunlara bağlıdır. Çocuklardaki sinüzit ataklarının önde gelen nedeni ise geniz eti büyümesidir. Çocuk sinüzitleriyle alerjik nezleyi de sıklıkla beraber görürüz. Erişkin yaşlarda geniz eti olmaz (Geniz eti 16 yaşından sonra kaybolmuş olmalıdır).
  4. Etkene göre: Viral, bakteriyel sinüzitler ve mantar sinüzitleri. İltihaplı sinüzit denildiğinde sıklıkla bakteriler etken olarak akla gelir. Bunlarda genellikle sarı-yeşil burun ve geniz akıntıları olur. Oysa antibiyotiklerle düzelmeyen sinüzit hastalarında bir etkeni daha düşünmek gerekir. Üstelik tropikal ülkelere seyahat öyküsü de varsa sebep mantar olabilir. Mantar sinüzitinin tıbbi adı fungal sinüzittir. Bunlar tipik hastalık tablosu yaratmadan sinsi ağrı ve geniz akıntısı belirtileriyle yıllarca sürebilirler.
  5. Birlikte bulundukları hastalıklara göre: Sinüsler anatomik komşuluklarından veya bazı sistemik koşullardan etkilenebilirler. Örneğin bazı kişilerde üst azı dişleri veya yirmi yaş dişlerine ait kökler sinüslerin içindedir. Bu sebeple dişle ilgili müdahaleler ve abseler sonrası sinüzit oluşabiliyor. Odontojenik sinüzit dediğimiz bu durumu diş implantları ve dolguları sinüse kaçtığında da görüyoruz. Bu gibi özel sinüzitlerde bazen ağız boşluğu ve sinüs arasında açıklık oluşabilir. Buna oroantral fistül Bunlar sıkıntılı ve kronik durumlardır ve özellikli takip ve tedavi gerektirirler. Alerjik sinüzitlerde, burun içinde oluşan yoğun akıntılar ve mukoza şişmeleri, sinüs kanallarını tıkayabilir. Eozinofilden zengin alerjik salgılarda bulunan toksik maddeler burun mukoza örtüsünün ve sinüs içerisinin işleyişini bozabilir. Sinüs anatomisine ve işleyişine yönelik tedavilerimizin yanında, bu hastaların Alerji Uzmanlarından da destek alması gerekir.

Özel sinüzitlere diğer bir örnek polipli sinüzittir. Tıbbi adıyla nazal polipozisin nedeni henüz tam olarak belirlenememiştir. İnflamasyon nedeniyle veya bazı genetik hastalıklarla beraber olabilirler. Polip adı verilen üzüm benzeri oluşumlar sinüs kanallarını tıkarlar. Çoğu kez kortizonlu tedavilerle gerilerler, ancak tekrarlama eğilimindedirler. Genetik kökenli sinüzitlerde mukoza örtüsünün işleyişi bozuktur; sinüsler kendilerini temizleyemezler. Bunlar İmmotil Silia Sendromu, Kartagener Sendromu ve Kistik Fibrozistir. Maalesef çocukluk çağından itibaren onlarca yıl süren sinüzit şikayetleri ve solunum yolu sorunları görülebilir. Otoimmün bazı hastalıklar ve bağışıklık bozuklukları da sinüzit hastalığına yol açabilirler.

Görüldüğü gibi sinüzit çeşitleri çoktur, tüm bu durumların kombinasyonları da olabilir. Bu nedenle sinüzit tedavisi basit bir konu değildir. Başarılı sinüzit tedavisi için sinüziti doğru teşhis etmek ve tüm yönleri ile ele alabilmek gereklidir.

Sinüzit nasıl teşhis edilir?

Sinüzit hastalığının teşhisinde en önemli ve ilk aşama, endoskoplarla yapılan burun içi muayenedir. Bu muayene sinüzite ait bulguları doğrudan görebiliriz. Sinüs kanallarının açıldığı aralıklar (orta meatus) ve salgıları değerlendiririz. İltihap varsa, nereden, hangi sinüsten geldiğini de görebiliriz. Burun ucundan genize kadar tüm burun içi yapılara ait bulguları kaydederiz. Örneğin kemik eğriliği, burun eti büyümesi, geniz eti veya polip gibi tüm oluşumlar görülebilir. Mukoza örtüsünün durumu, rengi ve salgı yoğunluğunun görünümü de teşhiste çok değerlidir. Örneğin alerjik nezleye ait tanı koydurucu bulguları bu şekilde görebiliriz.

Endoskopik burun muayenesini farklı zamanlarda tekrarlamanın önemi de çok büyüktür. Zira sinüzitin şiddetli dönemindeki bulgularla, ilaçlı tedavi yapıldıktan sonraki bulguları birbirlerinden çok farklı olabilir. Şiddetli dönemde ameliyatlıkmış gibi görünen bir sinüzit, iltihap geçince ve mukoza örtüsü yatışınca düzelebilir. Sıklıkla topikal tedavilerle izlenebilir. Bu durum polipli sinüzitler için de geçerlidir. Sinüsleri tamamen dolu nazal polipozis vakasında bile, ilaçlı tedavi sonrasında, planlanan sinüzit ameliyatının kapsamı değişebilir. Hastalığın evresi gerilediğinde daha sınırlı, düşük riskli ve az maliyetli hale gelebilir. Bu nedenle sinüs boşlukların içini değerlendirmemizi sağlayan filmlerin zamanlaması çok önemlidir. Bunda da sinüzit hastalığının şiddetli dönemindeki bulgular yanıltıcı olabilir. Bir paranazal sinüs tomografisi, sinüzit hastasının tedavi ile gelinen en iyi halinde çekilmelidir.

Sinüzit hangi hastalıklara yol açar?

Burun-sinüsler solunum yollarının giriş bölümünde yer alırlar. Solunum havasının ısınması, temizlenmesi ve nemlenmesini sağlarlar. Dolayısıyla hastalanınca bu işlevler bozulur; kulak, boğaz ve akciğer sağlığı olumsuz etkilenebilir. Sinüzit hastalığında sıklıkla burun tıkanıklığı ve akıntılar olur. Bunlar orta kulak iltihabı, kulakta sıvı toplaması ve östaki sorunlarına yol açabilir. Sinüzitle beraber sıklıkla boğaz sorunları, farenjit ve bazen larenjit olur. Şiddetli veya uzun süren durumlarda bronşit, zatürre ve astım gibi hastalıklar gelişebilir. Geniz akıntıları nedeniyle kronik öksürük, ses kısıklıkları, çocuklarda geniz eti büyümesi gibi durumlar meydana gelebilir.

Sinüs boşluklarının komşu olduğu hayati organlar vardır. Enfeksiyon, aradaki ince kemik dokuları eriterek göz ve beyin bölgelerine yayılır ve bası oluşturur. Bunlar nadir görülmekle birlikte oldukça tehlikeli durumlardır. Bunlara “sinüzitin komplikasyonları” deriz. Uzun süren sinüzit hastalıklarında, kalıcı koku kayıplarına ve tat alma bozukluklarına da sık rastlarız.

Sinüzite ne iyi gelir?

“Sinüzite ne iyi gelir?” veya “Sinüzit nasıl geçer?” diye araştıran hastaların çoğu basit bir tavsiye ile bu işi çözebileceklerini sanırlar. Toplumda sinüzit sıklıkla tek bir hastalıkmış gibi görülür. Oysa durum çok farklıdır. Sayfamın hemen başında, sinüzit hastalığının çeşitlerine değinmiştim. Belki su içilmesi, ağrı kesici kullanılması gibi öneriler kısa süreli rahatlama sağlayabilir. Ama kronik bir mantar sinüziti veya polipli sinüzit ile karşı karşıyaysak bunlar işe yaramayacaktır. Bu sebeple endoskopik muayene ve takiplerle hastalık sürecine hakim olduktan sonra, doğru düzgün tedavi önerisi yapmak gerekir.

Sinüzit tedavisi nasıl yapılır?

Akut iltihaplı sinüzitlerde antibiyotikler oldukça etkilidir. Antibiyotikleri etkene yönelik ve basamak tedavisine uygun olarak seçeriz. Beraberinde sinüzit ilacı olarak akıntıları azaltan, kıvamını incelten, burnu açan ilaçlar veririz. Tuzlu su spreyleri iltihaplı akıntıların temizlenmesine yardımcı olur.

Alerji varsa buna yönelik eklemeler yapılabilir. Bu ilaçlar verilirken, hastanın genel sağlığını dikkate alırız. Örneğin kalp veya tansiyon hastalarına sistemik dekonjestan içeren ilaçlar veremeyiz. Organ yetmezliği olanlarda doz ayarlaması yaparız. Yani hastaya ve hastalığa göre sinüzit tedavisi yaparız. Tedavi süresi tamamlandığında yine endoskopik burun muayenesi ile kontrol yaparız. Burun içinde düzelme olup olmadığını bu şekilde görürüz. Düzelme olmuşsa tedaviyi sonlandırırız. Tam düzelme olmamışsa tedavi süresini uzatılabilir, antibiyotiği değiştirilebiliriz.

Kronik sinüzitlerde, mukozayı yatıştıran kortizonlu spreyler faydalı olabilir. Bunu, bir burun yıkama solüsyonu ile birlikte uzun süreli olarak verebiliriz. Bunların faydalarını yine endoskopla orta burun pasajlarını görerek izleyebiliriz. Bunları akut sinüzit veya gribal dönemlerde kullandırmayız. Ayrıca mantar sinüzitlerinde de kortizonlu spreyler veremeyiz; bazen antifungal ilaçlar verebiliriz.

İlaçlı Sinüzit Tedavisi Öncesi ve Sonrası

Polipli sinüzit tedavisinde kortizonlu spreyler poliplerin gerilemesini sağlayabilir. Ancak polipler dirençliyse kortizonu sistemik olarak verebiliriz. Buna da dirençli poliplerde günümüzde biyolojik tedavi seçeneğine gidebiliriz.

Alerjik sinüzitlerde alerji ilaçları ekleyebiliriz; hatta bir alerji uzmanından destek alabiliriz. Tüm bu tedavilerin çeşitli kombinasyonları mutlaka hekim kontrolü ve takibi altında yapılmalıdır. İlaç tedavisinin fayda etmediği kronik/tekrarlayan sinüzitlerde sinüzit ameliyatı gerekli olabilir.

Sinüzit Ameliyatı” sayfama geçmeden önce vurgulamak istediğim bir konu var. Yukarıda anlattığım öncü tedaviler yapılmadan, bir hastaya ilk aşamada ameliyat kararı almıyoruz. Çünkü bu tedavileri yaptığımız sinüzit hastalarının önemli bir bölümü düzeliyor. Tam düzelme sağlanamayanlarda, en azından hastalığın evresi düşürülmüş oluyor. Ameliyat gereken vakalarda planlamanın tedavi sonrasındaki bu en iyi dönemde yapılması çok önemlidir. Hatta tomografi gibi filmlerin de bu dönemde çekilmesi gerekir. Bu şekilde yapılacak ameliyatın kapsamı ve riskleri azaltılmış olur; başarısı da bu dönemde yükselir. Görüldüğü üzere sinüzit tedavisi sanıldığından daha ayrıntılı bir iştir.

Resim açıklaması: Soldaki tedavi verilmeden çekilmiş bir film. Sağdaki ise ilaçlı tedavi sonrası çekilmiş; hastanın sinüziti düzelmiş. Tedavi uygulamadan çekilen tomografiler yanıltıcı olabilir.

Faydalı Linkler

Sinüzit,
Ameliyat Sonrasında Tekrarlar mı?

Sinüzit hastalığı ameliyat aşamasına gelmiş olanlar sıklıkla bu ameliyatın tekrar tekrar yapılıp yapılmayacağını sorarlar. Oysa polipli sinüzit hastalığı olanlar hariç olağan koşullarda sinüzitin tekrar ameliyat edilmesi gerekmez.

Sinüzit Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Sonrasında Nelere Dikkat Etmelidir?

Sinüzit ameliyatı çok teknik bir operasyondur. Güncel sinüs bilgisi, el becerisi ve hassas araç gereçlerin varlığını gerektirir. Dr. Atilla Şengör endoskopik operasyonlar üzerine yoğun çalışmaktadır.

Sinüzit Nasıl
Teşhis ve Tedavi Edilir?

Sinüzit hastalığının nasıl teşhis ve tedavi edildiği konusu üzerine Dr. Atilla Şengör ayrıntılı bilgi veriyor. Ayrıca sinüzit ameliyatının hangi koşullarda ve ne zaman yapılması gerektiğini anlatıyor. Sinüzit Tedavisi Dr. Atilla Şengör’ün yoğun çalıştığı konulardan biridir.